Festivallerde Görev Almak
Uzun bir aradan sonra Blog sayfamı tekrar aktif olarak kullanmaya karar verdim. Aradan geçen bu süreçte sizlerle paylaşacağım çok şey birikti. Bu yazımda da sizlerle bu birikimlerden birisi olan Festivalde Görev Almak başlığı altında festival tecrübelerimi anlatacağım.
Milyon Yapım tarafından yıllardır ülkemizin çeşitli illerinde on binlere hatta bazı kentlerde yüz binlere ulaşan katılımcı sayısıyla müzik, rock, gençlik festivalleri düzenleniyor. Gençlerin bu etkinliklere katılımı ve ilgisi oldukça yüksek olunca festival sayıları da yıllar geçtikçe artmaya başladı. İlki 2017 yılının Eylül ayında düzenlenen ve ilk yılı olmasına rağmen katılımcı sayısının hatırı sayılır seviyede olması festivalin 2018'de de tekrarlanacağının habercisiydi. Yıllık festival tarihlerinin paylaşılmasıyla birlikte Milyon Fest Erdemli, 2018'de de yapılacaktı.
İlk yılında yaz sezonunun sonlarına doğru yapılan festival 2018'de yazın ortalarına doğru çekilmişti. Sıcak Mersin Ağustos'unu 4 gün boyunca ferahlatacak festivalin 16-17-18-19 Ağustos olarak açıklandı. 4 günde 29 sanatçı Erdemli'de sahne alacaktı. Geçen yılki coşkuya kayıtsız kalamayıp Temsilci'si olduğum Milyon Yapım'a Milyon Fest Erdemli'de görev almak istediğimi bildirdim. Kabul edilmem çok uzun sürmedi.
Görevliler olarak 1 gün önceden festival alanına gelmemiz istendi. 15 Ağustos Çarşamba akşamı saat 19.30 gibi alanı girdim. Bu festivalde çalışacak gönüllü+görevli sayısı toplamda 100-120 arasıydı. (Gönüllü çalışanlar herhangi bir ücret almıyor. Çadırlarını vs. kendileri getiriyor. 3 öğün yiyecekleri ve içecekleri yapıma ait. Festivalin son günü son sanatçı da sahneden indikten sonra gönüllü ve görevlilere özel ayrı bir alanda After Party var. İçkiler ücretsiz.) Bu sayının içinde benim gibi ilk festival tecrübesi olan arkadaşlar da var belki 10. festival görevine gelen kişiler de. Hal böyle olunca tecrübeleri kişilerin çalışacakları sahalar daha önceden belirlenmiş oluyor. Çalışma bölümleri ise şu şekilde: 1) Sahne 2)Kulis 3)Kapı 4)Gişe 5)Kamp 6)Runner.
Gönüllü olacak arkadaşlar bu 6 seçeneğin 4'ünde çalışabiliyorlar. Sahne ve Kulis alanlarında gönüllü arkadaş bulunmuyor.(Eğer ki sahne düzeninden, set up'tan, sazlardan anlarım diyorsanız orası başka.)
Görev dağılımlarından kısaca bahsetmek gerekirse Kapı görevlileri katılımcıların içeri girerken bilekliklerini kontrol ediyorlar. Her günün, kamp+kombinenin, sadece kombinenin bileklik renkleri ayrı. Bu kategorileri göz önüne alarak katılımcıları içeriye alıyorlar/almıyorlar.
Gişe görevlileri katılımcıların günlük ve ya festival boyunca kullanacakları bileklikleri takıyorlar.(18 yaş altına ayrıca -18 ibaresi bulunan alkol satışının olmaması için fazladan bir bileklik daha takılıyor.)
Kamp görevlileri kamp kuracak katılımcılara hangi kısıma kurabilecekleri, hangi aralıkla kurabilecekleri konusunda yardımcı olup aynı zamanda kamp alanına girecek katılımcıların da bilekliklerini kontrol ediyorlar.
Evet... Gelelim Runner'lere. 4 gün boyunca Runner olarak görev yaptığım için bu görevi diğer görev bölgeleri kadar çabuk geçmeyeceğim.
Gişe görevlileri katılımcıların günlük ve ya festival boyunca kullanacakları bileklikleri takıyorlar.(18 yaş altına ayrıca -18 ibaresi bulunan alkol satışının olmaması için fazladan bir bileklik daha takılıyor.)
Kamp görevlileri kamp kuracak katılımcılara hangi kısıma kurabilecekleri, hangi aralıkla kurabilecekleri konusunda yardımcı olup aynı zamanda kamp alanına girecek katılımcıların da bilekliklerini kontrol ediyorlar.
Evet... Gelelim Runner'lere. 4 gün boyunca Runner olarak görev yaptığım için bu görevi diğer görev bölgeleri kadar çabuk geçmeyeceğim.
Aslında Runner'lerin belirli bir çalışma saati, vardiyası ve çalışma alanı yok. Runner'in Türkçe karşılığı koşucu demek. Yani biz Koşucular yukarıda bahsettiğim geri kalan 5 görev alanının hangisinde yardıma, desteğe ihtiyaç varsa oraya Koşuşturuyoruz. Örneğin kamp alanında görev alan 35-40 arası kişi vardiyalı bir şekilde çalıştığı için görev yerinden ayrılıp yeme/içme ihtiyaçlarını karşılayamıyorlar. Koşucular olarak bunun gibi durumlarda kamp alanına depodan ihtiyaç miktarı kadar (koli) su ve o öğünde çıkan yemeği (tabldot/dürüm) kamptaki görevli arkadaşlara iletmek.
Sadece yemek ve su değil tabii ki. Kimi zaman sahnesi kapsamlı olan sanatçıların sahne ekipmanlarını (hard case, platform, enstrüman) sahneye çıkarmak ve sahneden arabaya geri yüklemek gibi.
Dediğim gibi nerede ihtiyaç varsa alan fark etmeksizin Koşucular oraya koşarlar. İlk yılında toplam satış üzerinden yaklaşık 80 bin müzik severe ev sahipliği yapan Erdemli 2. yılında ise bu sayıyı neredeyse 3'e katlayarak 200 bine yakın müzik severe ev sahipliği yaptı (verilen değerler resmi sonuçlar değil, gözlemlere ve bir takım tahminlere dayanır). Hal böyle olunca 200 bin katılımcıyı doyurmak kolay olmadı. Catering (Yemek) bölgesini savaş alanına çeviren katılımcılar üzülerek söylüyorum ki yiyecek aldıkları kutuları, kapları çöp poşetlerine atmakta sorumsuzdu. Ortaya çıkan çöp yığınlarını toplamak tabii ki de biz Koşucuların görevi. Festivalin ilk 2 günü temizlik ekibindeki çalışan sayısının az olması biz Koşucuları çok zorladı. Her 2 saatte 1 Catering alanlarına elimizde çöp poşetleri ve eldivenlerle 2 uçtan 10 kişi giriştik. Ve bu temizleme işi bazen bir buçuk saat uzunluğunda bile olabiliyordu. Bazen de toplayıp bir alanda biriktirdiğimiz büyük çöp torbalarını çöp traktörüne yüklüyorduk. Neyse ki temizlik ekibi gelince işimiz bayağı bir hafifledi.
(Görselde Catering alanını görüyorsunuz.)
Sanırım gözünüzü biraz korkuttum. Runner olmanın zorluğu olduğu kadar avantajları da var. Vardiyasız çalışma dezavantajı o kadar da dezavantaj sayılmamalı. Festivalin tek vardiyasız ekibi biziz evet ama bir de şöyle düşünün. Sabah belli bir saatte kalkma, görev yerinde belirli bir saatte olma gibi sorunlarımız yok. İlk gün tüm 6 ekibin de işleri inanılmaz yorucu, bunu kabul ediyorum. Fakat Koşucuların iş yükü 2. günden itibaren şaşılacak kadar azalıyor. İlk gün tüm ekipler 8.30'da uyanıp gece geç saatlere kadar çalıştı. Kendimden örnek vermem gerekirse 2.gün saat 11.30'da uyandım. Duş ve kahvaltı faslını geçtikten sonra biraz dinlenmek istedim. Yanlış hatırlamıyorsam saat 2 buçuk 3'e kadar telsizlerimize anons geçilmedi. Sonrasında gelen anonslarda ise ilk günle alakası olmayan basit işlerdi.
Diğer avantajlarından biri de her alana sorgusuz sualsiz girebilme (All Access) imkanı. Tabii ki bu demek değil ki kafanızın estiği bir yere istediğiniz gibi girebilirsiniz. Runner görevi gereği ihtiyaç alanlarına koşar. İhtiyaçlar sadece kamp alanı ve Catering ile sınırlı değil. Bazen kulise görevli açığı oluşuyor ve yardıma gitmesi gereken ekip yine Koşucular. Bu sayede hayranı olduğunuz sanatçıyı
yakından görebiliyorsunuz. Hatta ekip amirinize ve ya kulis görevlilerinden rica ettiğiniz taktirde size yardımcı olmak için sanatçının menajerleriyle ya da asistanlarıyla sizin için iletişime geçiyorlar ve çoğu zaman olumlu sonuç alıyorlar. Şunu da söylemeliyim ki tüm ekipleri de dahil ederek konuşursak sanatçılarla en fazla fotoğraf çekilebilen ekip yine Koşucular. Çünkü diğer ekipler vardiyalı ve istedikleri sanatçı kendi vardiya saatlerinde kuliste olabilir ve onlar görev yerlerini terk edemezler. Ama Koşucuların vardiyasının olmaması anons gelene kadar serbest olduğu anlamına gelir. Bu avantaj da size birçok yerde yardımcı oluyor.
(Amirimin de bilgilisi dahilinde çocukluktan beri hayranı olduğum Ceza'yla fotoğraf çekildim.)
Serbest olduğunuz zamanlarda ise ekip amirinizin de izniyle istediğiniz bir sanatçıyı dinleyebilirsiniz. Hatta dinlerken alkol alabilmeniz de serbest. Tek koşul görev geldiğinde göreve sarhoş gitmemeniz. Amirleriniz (özellikle de benim amirim "Özece'ye selamlar") bu konularda size elinden geldiği desteği verecektir. Diğer ekip amirleri de aynı şekilde hiç kimseyi kırmamak için vardiya saatlerini görevlilerin dinlemek istediği sanatçının sahnesine göre ayarlamaya özen gösteriyor. Bu açıdan amirleriniz çok yardımsever olacaktır.
(Görselde Pinhani sahnesini görüyorsunuz.)
Görev geldiği anda ise (bazen siz konser dinlerken acil iş gelmiş olabiliyor) hemen ekibinizin toplanma alanına gitmelisiniz. Gönüllü gitmiş olmanıza rağmen başka ekibe yardım etmeniz halinde tüm Koşucu ekibe ikram olarak soğuk içecekler hatta bazen bira bile ikram edilebiliyor (bu kıyak da sadece Koşuculara 😄).
Ben bir iş kadınlara ya da erkeklere göre sınıflandırmam ama üzülerek söylüyorum ki özellikle ilk günü göz önüne alarak bu yorucu ama eğlenceli iş kas gücü gerektiriyor. Kız arkadaşların bu görevi yaparken zorlanacağını tahmin edebiliyorum. Lütfen beni yanlış anlamayın, gözlemlerime dayanarak bunları yazıyorum. Örneğin festivalin ilk günü (ki aşırı yorgun olacağını hepimiz biliyorduk) tüm işlerimizi neredeyse hallettikten sonra biraz mola verdik ve dinlendik. Bu sırada ekip amirimiz ekibimizdeki 2 arkadaşla konuşuyordu. Biz de yanlarına gittik ve olayı sorduk. Ekipteki 2 arkadaşımız ilk günün yoruculuğuna dayanamayıp, çadırlarını toplamış gitmeye karar vermişlerdi. 100-150 metre boyunca her birinde 24 su bulunan 2 koli suyu günde 4 defa taşımak kolay değildi tabii.
Festivallerde görev alacak arkadaşlar tüm bu durumları göz önünde bulundurarak başvuru yapmalarını öneririm. Festivaller basit etkinlikler değil. 200 bin kişinin katıldığı bir organizasyonda çalışmak ise hiç kolay değil. Bu zorlu 4 günün geçmesini istiyorsanız ekibinizle iyi anlaşmanız ve koordine bir şekilde saat gibi çalışmanız gerekiyor. Aksi taktirde 4 gün size zehir olur.
(Görselde ekibimizin bir kısmı ve güvenliklerin patronu Cemil abi ve Milyon Yapım'ın sahibi Umut Kuzey var.)
Yemek içmeden bahsetmedim. Son olarak da o konuya değineceğim. 3 öğün yemeğiniz içmeniz onlara ait. Kahvaltıda siyah zeytin, domates, salatalık, peynir fix. Bir gün yumurta bir gün tereyağı ve reçel/bal bir gün de çikolatalı tatlılar veriliyor. Öğle ve akşam yemeklerinde ise mutlak sulu yemek oluyor. Yanına ise bulgur ve pirinç pilavı ekleniyor. Bazen yoğurt bazen cacık bazen de ayran alabiliyorsunuz. Bir iki gün de tatlı çıkabiliyor artık yemekçi firmaya kalmış.
Benim anlatacaklarım bu kadar. Umarım bu yazımda herkese yardımcı olmuşumdur ve kafanızdaki tüm soru işaretlerini gidermişimdir. Yine umuyorum kimseyi incitecek bir şey yazmamışımdır. Sormak istediklerinizi bana mail olarak yazabilirsiniz: gezginfit@gmail.com
Sosyal medya hesaplarım: Instagram üzerinde @fitgezgin ve @sakursun .
Takipte kalın!
Ali Kurşun
26.08.2018
Sadece yemek ve su değil tabii ki. Kimi zaman sahnesi kapsamlı olan sanatçıların sahne ekipmanlarını (hard case, platform, enstrüman) sahneye çıkarmak ve sahneden arabaya geri yüklemek gibi.
(Görselde Catering alanını görüyorsunuz.)
Sanırım gözünüzü biraz korkuttum. Runner olmanın zorluğu olduğu kadar avantajları da var. Vardiyasız çalışma dezavantajı o kadar da dezavantaj sayılmamalı. Festivalin tek vardiyasız ekibi biziz evet ama bir de şöyle düşünün. Sabah belli bir saatte kalkma, görev yerinde belirli bir saatte olma gibi sorunlarımız yok. İlk gün tüm 6 ekibin de işleri inanılmaz yorucu, bunu kabul ediyorum. Fakat Koşucuların iş yükü 2. günden itibaren şaşılacak kadar azalıyor. İlk gün tüm ekipler 8.30'da uyanıp gece geç saatlere kadar çalıştı. Kendimden örnek vermem gerekirse 2.gün saat 11.30'da uyandım. Duş ve kahvaltı faslını geçtikten sonra biraz dinlenmek istedim. Yanlış hatırlamıyorsam saat 2 buçuk 3'e kadar telsizlerimize anons geçilmedi. Sonrasında gelen anonslarda ise ilk günle alakası olmayan basit işlerdi.
yakından görebiliyorsunuz. Hatta ekip amirinize ve ya kulis görevlilerinden rica ettiğiniz taktirde size yardımcı olmak için sanatçının menajerleriyle ya da asistanlarıyla sizin için iletişime geçiyorlar ve çoğu zaman olumlu sonuç alıyorlar. Şunu da söylemeliyim ki tüm ekipleri de dahil ederek konuşursak sanatçılarla en fazla fotoğraf çekilebilen ekip yine Koşucular. Çünkü diğer ekipler vardiyalı ve istedikleri sanatçı kendi vardiya saatlerinde kuliste olabilir ve onlar görev yerlerini terk edemezler. Ama Koşucuların vardiyasının olmaması anons gelene kadar serbest olduğu anlamına gelir. Bu avantaj da size birçok yerde yardımcı oluyor.
(Amirimin de bilgilisi dahilinde çocukluktan beri hayranı olduğum Ceza'yla fotoğraf çekildim.)
Serbest olduğunuz zamanlarda ise ekip amirinizin de izniyle istediğiniz bir sanatçıyı dinleyebilirsiniz. Hatta dinlerken alkol alabilmeniz de serbest. Tek koşul görev geldiğinde göreve sarhoş gitmemeniz. Amirleriniz (özellikle de benim amirim "Özece'ye selamlar") bu konularda size elinden geldiği desteği verecektir. Diğer ekip amirleri de aynı şekilde hiç kimseyi kırmamak için vardiya saatlerini görevlilerin dinlemek istediği sanatçının sahnesine göre ayarlamaya özen gösteriyor. Bu açıdan amirleriniz çok yardımsever olacaktır.(Görselde Pinhani sahnesini görüyorsunuz.)
Görev geldiği anda ise (bazen siz konser dinlerken acil iş gelmiş olabiliyor) hemen ekibinizin toplanma alanına gitmelisiniz. Gönüllü gitmiş olmanıza rağmen başka ekibe yardım etmeniz halinde tüm Koşucu ekibe ikram olarak soğuk içecekler hatta bazen bira bile ikram edilebiliyor (bu kıyak da sadece Koşuculara 😄).
Ben bir iş kadınlara ya da erkeklere göre sınıflandırmam ama üzülerek söylüyorum ki özellikle ilk günü göz önüne alarak bu yorucu ama eğlenceli iş kas gücü gerektiriyor. Kız arkadaşların bu görevi yaparken zorlanacağını tahmin edebiliyorum. Lütfen beni yanlış anlamayın, gözlemlerime dayanarak bunları yazıyorum. Örneğin festivalin ilk günü (ki aşırı yorgun olacağını hepimiz biliyorduk) tüm işlerimizi neredeyse hallettikten sonra biraz mola verdik ve dinlendik. Bu sırada ekip amirimiz ekibimizdeki 2 arkadaşla konuşuyordu. Biz de yanlarına gittik ve olayı sorduk. Ekipteki 2 arkadaşımız ilk günün yoruculuğuna dayanamayıp, çadırlarını toplamış gitmeye karar vermişlerdi. 100-150 metre boyunca her birinde 24 su bulunan 2 koli suyu günde 4 defa taşımak kolay değildi tabii.
Festivallerde görev alacak arkadaşlar tüm bu durumları göz önünde bulundurarak başvuru yapmalarını öneririm. Festivaller basit etkinlikler değil. 200 bin kişinin katıldığı bir organizasyonda çalışmak ise hiç kolay değil. Bu zorlu 4 günün geçmesini istiyorsanız ekibinizle iyi anlaşmanız ve koordine bir şekilde saat gibi çalışmanız gerekiyor. Aksi taktirde 4 gün size zehir olur.(Görselde ekibimizin bir kısmı ve güvenliklerin patronu Cemil abi ve Milyon Yapım'ın sahibi Umut Kuzey var.)
Yemek içmeden bahsetmedim. Son olarak da o konuya değineceğim. 3 öğün yemeğiniz içmeniz onlara ait. Kahvaltıda siyah zeytin, domates, salatalık, peynir fix. Bir gün yumurta bir gün tereyağı ve reçel/bal bir gün de çikolatalı tatlılar veriliyor. Öğle ve akşam yemeklerinde ise mutlak sulu yemek oluyor. Yanına ise bulgur ve pirinç pilavı ekleniyor. Bazen yoğurt bazen cacık bazen de ayran alabiliyorsunuz. Bir iki gün de tatlı çıkabiliyor artık yemekçi firmaya kalmış.
Benim anlatacaklarım bu kadar. Umarım bu yazımda herkese yardımcı olmuşumdur ve kafanızdaki tüm soru işaretlerini gidermişimdir. Yine umuyorum kimseyi incitecek bir şey yazmamışımdır. Sormak istediklerinizi bana mail olarak yazabilirsiniz: gezginfit@gmail.com
Sosyal medya hesaplarım: Instagram üzerinde @fitgezgin ve @sakursun .
Takipte kalın!
Ali Kurşun
26.08.2018
 |
| Ceza'nın Sahnesi Sırasında Seyirciler |
 |
| Kamp Alanı 2'den Bir Görsel |
 |
| Ben :) |
 |
| Kamp Alanı 2'den Bir Gösel |
 |
| Athena'nın Sahnesi Sırasında Seyirciler |
 |
| Kamp Alanı 1'den Bir Görsel |
 |
| O Ses Türkiye Bateristi Cengiz Tural |
 |
| Teoman'ın Sahnesi |
 |
| Adamlar'ın Sahnesi |
 |
| Son Gün Teoman'ın Sahnesi Sonrası Alanın Son Hali |
 |
| Pihani'nin Grubunun Vokalisti Sinan Kaynakçı |
Yorumlar
Yorum Gönder